“Avrupa’da ve Türkiye’de Göçmenler, Mülteciler ve Uyum Tartışmalarının Dili”
Türkevi Konuşmalarının 13.sü, Türk Alman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat ERDOĞAN’ın sunumuyla yapıldı. Genel anlamda göç tarihine dikkat çekilirken, özelde Avrupa Türkleri ve Türkiye’ye sıǧınan Suriyeli mülteciler üzerinde duruldu. Uzun yıllar Avrupa Türkleri üzerine sosyolojik çalışmalar yapan Murat Erdoǧan, son yıllarda Türkiye’nin karşı karşıya kaldıǧı Suriye göçmenleri ile ilgili alan araştırmaları üzerine yoǧunlaşmış durumda.
Göç olgusunun insani bir hareketlilik olduǧunu, “Hz. Adem ile Havva’ya kadar dayandırıldıǧını” söyleyen Murat Erdoǧan, “günümüzde göçmen ve mülteciler arasında farklılıklar olduǧu gibi benzeliklerin olduǧuna” dikkat çekti. “Tarih boyunca göçlerin ya gönüllü ya da zorunlu olarak meydana geldiǧini” söyleyen Murat Erdoǧan, “Türkiye’deki göç hareketliliǧinin iç ve dış göç olarak olarak deǧerlendirilmesine” vurgu yaptı. Türkiye’nin son yüzyılda ise dışarıya yani uluslararası olarak hem göç veren hem göç alan ülke konumuna geldiǧini söyleyen Erdoǧan, “yakın çaǧ Türkiye göçlerinin 18. Yüzyılda Balkanlar ve Kafkaslarla başlayan Türk ve Müslüman göçleri” olduǧunu belirtti.
Günümüzde, Türkiye içinde göç yönlerinin deǧiştiǧini, “eskiden büyük şehirlere yapılan göçler yerine şimdi İstanbul’dan diǧer illere göç yapılmaktadır” diyen Murat Erdoǧan, artık Türkiye’de olaǧanüstü bir göç hareketliliǧinin sözkonusu olduǧunu söyledi.
“Avrupa Türklerinin sadece kendilerini deǧil aynı zamanda Türkiye’deki insanları da geliştirdiklerine” vurgu yapan Murat Erdoǧan, bu gelişmenin “ekonomi ile sınırlı olmadıǧını, Avrupalı Türklerin etkisiyle Türkiye’de sosyal olarak da bir deǧişme yaşandıǧını” söyledi.
“Avrupalı Türklerin ilk karşılaştıkları travmanın Berlin duvarının yıkılması olduduǧunu” belirten Erdoǧan, bunun “Solingen ve diǧer seri cinayetlerle” devam ettiǧini söyledi. Rtdoǧan “Avrupa Türkleri Mesut Özil olayı ile son travma yaşadılar” dedi.
“Türkiye’nin yeni diaspora politikasını Avrupa’da YTB ve UETD/UID ile yaptıǧını” ve “bunun olumlu ve olumsuz sayılabilecek gelişmeleri beraberinde getiriǧini” söyleyen Murat Erdoǧan, “diaspora politikası seçim sürecinde gözlendi” dedi.
Türkiye’nin dünya tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş bir göç dalgasıyla karşı karşıya olduǧunu söyleyen Erdoǧan, bu süreci yönetmenin elbette kolay olmayacaǧına dikkat çekti. Erdoǧan, “Türkiye’de mülteciye mülteci denilmesinin sevimli karşılanmadıǧını, diǧer ülkelerde olduǧu gibi, onları dışlayıcı bir toplumsal davranışın söz konusu olmadıǧı” söyledi.
“Türkiye’nin dünyada en çok mülteciyi barıdıran bir ülke olduǧunu” söyleyen Erdoǧan, “Türkiye’de 2011 yılında 58.018 Suriyeli varken, bu sayının 2018 yılında 3.611.834’e çıktıǧını ve günde 395 mülteci çocuǧunun dünyaya geldiǧini” belirtti.
“Dünyanın hiç bir ülkesinde sayıları dört milyona ulaşan mültecilerin Türkiye’de olduǧu gibi rahat harekete edemediklerini” söyleyen Murat Erdoǧan, yapılan araştırmalara göre, “Türk halkının mültecilere tahammüllerinin olduǧu ama gelecekte birlikte yaşamak istemediklerini ifade ettiklerini” belirtti.
Ocak 2018, Amsterdam